EmekGüncel

SÖYLEŞİ | Gözüaçık: “İşçilerin Hak Edişlerini Alana Kadar Mücadelemiz Her Yönüyle Sürecek”

"İnşaat-Sen olarak işçi sınıfının tüm haklarını korumak ve kazanmak üzere mücadele etmeye devam edeceğiz. Buradan bizi okuyan tüm inşaat işçilerine ve tüm emekçilere, hakkınızı aramaktan asla geri durmayın demek isterim"

Krizle birlikte artan batık şirketler, onları yutan büyük sermaye grupları ve batık şirketleri yağmalamak için bekleyen bankalar… Bu üçlünün içinde işçinin hakkına sıra gelmiyor.

Cezayir ve Litvanya’da Kayı Holding’e bağlı çalışan yaklaşık 400 inşaat işçisinin iki buçuk yıllık alacaklarına holding tarafından el konuldu. Patronun bu hırsızlığına karşı işçiler 2019 yılından bu yana direniş halinde.

Bu süreç içerisinde işçiler grevle başladıkları direniş sürecine devam ederken Kayı Holding Şubat ayında konkordato ilan ettiğini açıkladı. 18 Haziran’da konkordatoya ilişkin görülecek duruşma öncesi biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak Kayı direnişine ilişkin İnşaat-Sen Örgütlenme Koordinasyonu üyesi Nurseli Gözüaçık ile konuştuk.

Kayı İnşaat direnişini sormak istiyoruz. 6 aydan uzun bir süredir direniş halinde Kayı işçileri. Süreç nasıl başladı, işçileri direnişe götüren sebepler nelerdi?

Kayı İnşaat işçileri Cezayir ve Litvanya’da farklı farklı şantiyelerde çalıştılar ancak aylar boyunca maaşlarını alamadılar. 2019’un Kasım ayında işçiler hak edişlerini almak için Cezayir’de greve başladı. Grev 68 gün sürdü.

Grevle beraber Kayı İnşaat patronu Coşkun Yılmaz arabulucuk sözleşmesi imzalamak zorunda kaldı. Bu sözleşmeyle Şubat 2020’de işçilerin alacaklarının ilk taksidinin ödeneceği sözü verildi. Ancak, sözleşmeye uyulmadı. İşçiler Türkiye’ye dönmek zorunda kaldı. Burada mahkemelere başvurdular, Ankara’ya bakanlıkların kapısını çalmaya gittiler. Karşılarına çıkan hep çözümsüzlüktü.

2020 yılının sonunda Kayı İnşaat işçileri İnşaat-Sen’e başvurdu. Birlikte toplantılar yaptık, atacağımız adımları konuştuk ve tartıştık. Bu senenin başında, Ocak ayında İstanbul’da eylemlerimize başladık. Bir ay boyunca Kayı Holding’in önünde ve tüm muhataplarımızın kapısının önünde eylemler gerçekleştirdik. Aslında önemli bir direniş pratiğini de ortaya koyduk. Tüm süreç işçilerin söz-yetki-karar hakkıyla ilerledi. Bu yüzden ne kendimizi tekrar ettik ne de çıkmaz bir yola girdik. Hep bir adım ileri gidebilmeyi başardık.

Kayı İnşaat işçilerinin sorununu bütün topluma anlatabildik. Bu süreç sadece eylemlerle de geçmedi. Bu haklı mücadeleyi herkese duyurabilmek için TBMM’de görüşmeler yaptık. Konunun çözüm adresi olan Dışişleri Bakanlığı ile görüşmeler yaptık.

İnşaat-Sen Kayı İnşaat İşçileri Koordinasyonu, tüm işçiler adına mücadele yöntemlerini ve tartışmayla, birlikte karar alma süreçleriyle neler başarılabileceğini ortaya koydu diyebilirim. Tüm bu aşamaların sonundaysa bireysel oyalamalar dönemini kapattık. Kayı İnşaat şubat ayında konkordato ilan etti. Somut bir takip sürecini böylece başlattık.

Mağdur edilen kaç işçi var, işçilerin talepleri neler?
Kayı İnşaat’tan hak edişlerini alamayan 400 işçi var. İki yılı aşkın süredir, işçiler alacaklarının peşinde. İstediğimiz, tüm işçilerin alın terinin karşılığının ödenmesi. Elbette bu süreçte yurt dışında çalışan inşaat işçilerinin büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığını bir kez daha gördük. Sürecin en başından beri bu sorun, tüm işçilerin sorunu dedik. Çünkü aslında karşımızda bir batık şirket var. Zamanında işçilerin hak edişlerini ödemeyerek sermaye biriktiren ama krizle milyar dolarlık tahtı devrilen bir şirket.

Batık şirketler karşısında işçi alacaklarını mevcut hukuk korumuyor. İpotekli bankalar işçilerden önce geliyor. Bu adaletsizlik çıkmazı mutlaka dağıtılmalı. Koşulsuz şartsız, iflas eden şirketlerin ardından işçi alacaklarının birinci sırada olması için yasa çıkmasını istiyoruz.

Yurt dışında çalışan inşaat işçileri için ise bir fon kurulmasını istiyoruz. Yurt dışında işçi çalıştıran müteahhitler devletin ve sendikaların kontrolünde bir fona önceden işçi maaşlarını teminat olarak yatırmaya zorunlu kılınmalıdır. Bu şekilde işçi alacakları devlet garantisine alınabilir. Mücadelemiz hem Kayı işçilerinin hak edişlerini alması hem de tüm işçilerin yarınının karartılmaması için sürecek.

Kayı İnşaat’ın 18 Haziran’da duruşması görülecek ve bu duruşmada konkordato ilanı istiyorsunuz. Şirketin iflas durumu var mı?

Kayı İnşaat şu anda geçici konkordato süresinin içinde. Bu süre 18 Haziran’da dolacak. 18 Haziran’da görülecek duruşmada kesin konkordato mühletine geçilmesini öngörüyoruz ve istiyoruz. Çünkü iflas işçilerin aleyhine. Dediğim gibi iflas durumunda öncelik ipotekli bankaların. Ancak konkordato süreci uzarsa ve beklediğimiz satışlar yapılırsa işçiler hak edişlerini alabilecek.

Sürecin devamını mahkeme heyetinin ve tarafların kararı belirleyecek. Kayı İnşaat’ın tüm borçluları içinden, çıkarı gözetilmesi gereken tek taraf işçiler. En kısa sürede Gaziantep Şehir Hastanesi hisselerine alıcı olarak gelen resmi teklifleri mahkeme heyetinin onaylaması ve satış işlemlerinin başlaması gerekiyor. Konkordato sürecinin tüm resmi taraflarını, işçilerin çıkarını gözeterek adım atmaya davet ediyoruz.

Kayı direnişini ileri süreçte devam edecek mi?
18 Haziran’da Kartal Adliyesi’nde konkordato davası öncesi yine eylemimizi gerçekleştireceğiz. Sürecin hızla çözüme kavuşturulması için bakanlıklardan görüşme isteklerimize dönüş de bekliyoruz. İşçilerin hak edişlerini alana kadar her yönüyle mücadelemiz sürecek.

Ek olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Kayı işçileriyle altı aydır süren mücadelemizde çok şey öğrendik. Yeni yollar açmayı başardık. Eğer kazanırsak bu mücadelemiz sayesinde olacak. Krizle birlikte artan batık şirketler, onları yutan büyük sermaye grupları ve batık şirketleri yağmalamak için bekleyen bankalar…

Bu üçlünün içinde işçinin hakkına sıra gelmiyor. İnşaat-Sen olarak işçi sınıfının tüm haklarını korumak ve kazanmak üzere mücadele etmeye devam edeceğiz. Buradan bizi okuyan tüm inşaat işçilerine ve tüm emekçilere, hakkınızı aramaktan asla geri durmayın demek isterim. “Yalnız kalır mıyız?” diye asla düşünmeyin. İnşaat-Sen işçilerden aldığı güçle ve tüm imkanlarıyla işçilerin yanında. Hiçbir inşaat işçisi, hiçbir emekçi asla yalnız yürümeyecek.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu