GüncelMakaleler

8 Mart’ın ardından |  Dünyayı yakacağız, patriyarkayı yıkacağız!

"Tüm bunlarla birlikte şunu da söylemekte fayda var ki toplumsal muhalefetin baskı ve sindirme politikaları eşliğinde yok edilmeye çalışıldığı bir süreçte kadınların ısrarı ve cüreti yakarsa dünyayı kadınlar yakar demekten başka bir yol bırakmıyor"

Feminist Gece Yürüyüşü 18 yıldır, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Taksim’de binlerce kadının bir araya gelmesine vesile oluyor.

Her geçen yıl kadınların eyleme katılımı katlanarak artarken buna paralel eylemi engellemeye dönük mevcut siyasi iktidarın söylem ve pratikleri boyut değiştiriyor.

2019 8 Mart’ında Feminist Gece Yürüyüşü’nü karalamak adına “Ezanı protesto ediyorlar” diyerek yaygarayı basanlar ve böylece kadınların eylemine dair linç kampanyasına girişenler tüm çabalarına rağmen uğradıkları başarısızlığı 2020 8 Mart’ını İstiklal Caddesi’ne çıkan tüm yolları kapatıp yoğun güvenlik(!) önlemleri alarak başarıya çevirmeye çalıştılar. Bir önceki sene linç kampanyası ile eylemi saboteye dönük çabaları boşa düşenler saldırgan tutumlarını bu sene daha net ortaya koymayı tercih ettiler.

Ama bu durum sonucu değiştirdi mi? Gece Yürüyüşü’nde bulunan, bulunma fırsatı yakalayamasa dahi eylem görüntülerini izleme şansı yakalayan herkes sonucun değişmediğini; kadınların sokaklardan vazgeçmeyi bırakmadıklarını gönül rahatlığıyla söyleyebilir.

Şunu ortaya koymak gerekiyor: Siyasi iktidarın saldırgan tutumunu bu kadar alenileştirmesi, erkek zihniyetini tüm berraklığıyla ortaya koymasının pek çok sebebi olduğu kadar kadınların alanları bırakmamasının da bir o kadar sebebi var.

Bu sebepleri ise pek çok kez sıraladık. Sıralamaya da devam edeceğiz kuşkusuz. Patriyarkal sistem kendini var ettiği sürece kadın-erkek arasındaki ezilen-ezen çelişkisi sürecek, devlet ve onun bugünkü görüngüsü AKP aracılığıyla çelişki derinleştirilecek; buna karşılık ise kadınların kazanımlarına sahip çıkma ve bu kazanımlara yenilerini ekleyerek cinsiyet eşitliği temelli mücadele temelinde patriyarkayı yıkma mücadeleleri devam edecek çünkü. Çelişki derinleştikçe mücadelenin aldığı boyut da büyürken bugün sadece yaşadığımız topraklarda değil, dünyanın dört bir yanında kadın mücadelesinin büyüyor.

Çeşitli ülkelerdeki kadınların mücadele biçimlerinin etkileşiminin hat safhada olduğu günlerden geçerken bu etkileşimin, diğer adıyla kadın dayanışmasının bizlere verdiği güç oldukça somut gerçekliğiyle karşımızda duruyor.

2019’un son aylarında Las Tesis dansının ruhuyla sarsılan dünya, 8 Mart’ta milyonlarca kadının bulundukları ülkelerde sokakları ele geçirmesiyle yeni bir sarsıntıyı geride bıraktı. Bu anlamda 2020 8 Mart’ında gerçekleştirilen Gece Yürüyüşü bunun bir yansıması.

Bu sarsıntılar önemli… Gelecek günlerin yeniye ve güzele dair olduğunun işareti! 8 Mart günü yaşananların yarattığı, bu öngörünün isabetini bulacağını sunuyor bizlere.

 

 “Umutsuzluğa kapılırsan bu kalabalığı hatırla”

8 Mart günü Taksim’de neler yaşandı ve yarattığı neydi peki? Bunu anlamak için Gece Yürüyüşü öncesinde gerçekleştirilen Kadıköy eylemi ile birlikte o günün atmosferine bütünlüklü bakmakta fayda var bizce…

Kadıköy’de 8 Mart vesilesiyle öğle saatlerinde bir araya gelen ve Beşiktaş İskelesi’ni kendi renklerine boyayan; halaylarını çeken, dans eden, isyanlarını ellerindeki renkli şallarını sallayarak dile getiren, haykıran, slogan atan, zılgıt çeken binlerce kadın Kadıköy’ü kadın alanına çevirmenin haklı gururunu paylaştı o gün.

2016 8 Mart’ında gerçekleştirilen polis saldırısının 4 yıl sonrasında ilk kez yine 8 Mart için bir araya gelişin yarattığı heyecan, elimizden alınmaya çalışılan bir alanı tekrar bizim eylemeye, kadınlaştırmaya dairdi.

2016 yılındaki saldırının ardından 8 Mart için başka başka alanlarda bir araya gelsek de Kadıköy’den hepten vazgeçmedik elbette. Gündemleşen her meseleye dair eylemlerimizi burada yapmaya devam ettik, erkek-devlet eliyle kaybettiklerimizin hesabını sorduk, OHAL’e karşı buradayız dedik, görünmeyen emeğimize sahip çıktık, gasp edilen haklarımız için haykırdık…

2020 8 Mart’ında tekrar Kadıköy’de olmak, birçok yürüyüş kolundan binlerce kadın birleşerek Beşiktaş’ta bir araya gelmek bu ısrarın bir sonucuydu kuşkusuz. Yani Kadıköy’de 8 Mart, vazgeçmediğimiz, ısrarlı olduğumuz, yan yanalığımızı, dayanışmamızı koruduğumuz ölçüde kazanacağımızın bir yansımasıydı.

Buradan Taksim’e, Gece Yürüyüşü için yola düşenlerimiz yine bu yansımanın bir parçasıydı. Kadıköy’den olduğu kadar İstanbul’un dört bir yanından yola düşen kadınlar, yaşamın her alanının yasak kılınmışlığına karşı verdikleri mücadele ve direncin tecrübesiyle bir araya gelmeye başardılar.

Geceleri, sokakları, meydanları şiddetin türlü halleriyle fiili olarak yasak eyleyen zihniyetin sürdürücülerinin bu yasağa kazandırdıkları resmiyet bu direnç nedeniyle kâr etmedi.

Evet, her zamanki buluşma noktamız olan Tünel’e giremedik belki ama Taksim’in, Karaköy’ün tüm sokakları, caddeleri bizimdi!

2020 8 Mart’ı unutulmayacak bir yer kazandı belleğimizde, mücadelemizde. Sömürücü ve erkek egemen sistemin iç içe geçmişliği ile umutsuzluğun akıllara zerk edilmeye çalışıldığı, karanlığa boğulmaya çalışıldığımız içerisinden geçtiğimiz günlerde umudun ve aydınlığın varlığını keşfettirdi binlerce kadın.

Eylemde açılan bir döviz 2020 8 Mart’ının anlamıydı bu yüzden: “Umutsuzluğa kapılırsan bu kalabalığı hatırla.”

Tüm bunlarla birlikte şunu da söylemekte fayda var ki toplumsal muhalefetin baskı ve sindirme politikaları eşliğinde yok edilmeye çalışıldığı bir süreçte kadınların ısrarı ve cüreti yakarsa dünyayı kadınlar yakar demekten başka bir yol bırakmıyor. Evet, bizler yakacağız; patriyarkayı yıkacağız!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu