Güncel

Çıplak aramaya karşı çıkan tutsaklara hücre cezası

“Örgüt üyeliği” iddiasıyla 2016 yılında tutuklanan ve Sincan Hapishanesi’nde tutulan U.A., yaşadığı hak ihlallerini, maruz kaldığı çıplak aramayı ve tutsak ablasının yaşadığı ihlalleri anlattı.

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre hapishaneye götürüldüklerinde darp edilerek çıplak arama işkencesine maruz kaldıklarını belirten U.A., “İlk girişte çıplak aramaya maruz kaldım. İlk önce sadece üzerimizdeki ceketleri çıkartmamız istendi. Ceketlerimizi çıkardıktan sonra gömleklerimizle birlikte pantolonlarımızın da çıkarılması istendi. Ben de bunun dayatılmasının doğru olmadığını ve kişilik haklarıma saldırı olduğunu düşündüğüm için kendilerine bunu kabul etmediğimi belirttim. Sonra yanımdaki gardiyanlar beni darp ederek üstümü çıkardı. Bu olaydan sonra Ankara Sincan F Tipi Cezaevi’ne yerleştirildim. Biz cezaevindeyken darbe girişimi oldu ve sonra ben de dahil 15-20 kişilik bir grubu siyasi mahkumları Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne sevk ettiler. Orada da tekrar aynı şeyi yaşadık. Arkadaşlarımız çıplak aramaya maruz bırakıldı” dedi.

Dilekçeler ceza olarak geri döndü

Bu esnada yanındaki arkadaşının çıplak aramaya karşı çıktığını ifade eden U.A., “Onu kendi pantolonunun üzerinde bulunan kemerle boğarak soydular. Biz de böyle bir şeyi kabul etmediğimizi söylememize rağmen, bizim de üzerimizdekileri zorla çıkardılar. Kemerle zorla soyulan arkadaşımız ‘madem siz üzerimizi zorla çıkardınız bu ahlaksızlık değilse ben de koğuşa çıplak giderim’ diyerek tepki gösterdi. Bu sefer de onu zorla giydirmek için tekrar boğazını sıktılar. Boğazında izler vardı. Biz de bu konuyla ilgili infaz savcılıklarına, hakimlerine birçok dilekçe verdik. Bu dilekçeler bize ‘güvenlik memuruna mukavemet’ iddiasıyla hücre cezası olarak geri döndü” şeklinde ifade etti.

AKP’ye tepki

Ablası V.K.’nin hapishanede olduğunu aktaran U.A., AKP Genel Başkanvekili Özlem Zengin’nin son günlerde gündeme getirdiği “talimatla çocuk sahibi oluyorlar” sözlerine de tepki gösterdi. U.A., “Ablam hakkında bugüne kadar hiçbir soruşturma yok. Eşinin FETÖ’den dolayı araması ve tutuklanma kararı çıkıyor. Eşi öğretmen, kendisi de akademisyen. Eşiyle birlikte yurtdışına çıkmak isterken, gidemeyip geri dönüyorlar. Orada biri onları ihbar ediyor ve jandarma onları Meriç Nehri’nden alarak sorgulamak üzere karakola götürüyor. Ablam gözaltına alınırken 3 yaşında ve 3 aylık çocukları vardı. Kendisi hala da cezaevinde ve şimdi bir çocuğu 4, öteki de 1 yaşında. Ablam gibi insanların üzerinden şu şekilde propaganda yürütüyorlar” diye belirtti.

Ailenin neredeyse tüm bireyleri tutsak

Ablasının eşinin de tutuklanması üzerine aile bütünlüğünün kalmadığını vurgulayan U.A., şöyle devam etti: “Ablamın psikolojisi bitme noktasına geldiği için psikolojik ilaçlar kullanması gerekiyor ama bu dönemde hastaneye de gidemiyor. Çünkü eğer hastaneye gidip geri dönerse, 14 gün karantina hücresine alınacak. Psikolojisi böyle bir durumdayken, bundan çekinerek gitmiyor ve durumu da her geçen gün daha kötüye gidiyor. Çocuklarının biri anneannesinde, diğeri de babaannesinde kalıyor. Ablam Sincan Cezaevi’nde, anne ve babam ise şimdi Urfa’da yaşıyor. Ablam Urfa’ya gelmek için dilekçe veriyor ama dilekçesi sürekli reddediliyor. Çocuklar cezaevi ortamına bir türlü alışamadı. Sadece gidip gelebiliyorlar. Küçük çocuk da anne sütü emmemekten kalsiyum eksikliği ve fiziksel bozukluklar yaşıyor. Vücudu gelişmiyor ve kendi yaşıtlarına göre kişisel gelişimi 3 yaş geriden geliyor. Şu anda salgın kısıtlamaları sebebiyle de çocukları getirip götürmek mümkün olamıyor. Maliyetini de karşılayamıyorlar.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu