Emek

Cargill işçisi direnişte 3 yılı geride bıraktı: Mücadele sürecek

Gıda tekeli Cargill'de işe iade talebiyle direnişe başlayan işçilerin direnişi 3 yılı geride bıraktı

Tek Gıda-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve tüm mahkeme süreçlerini kazanmalarına rağmen işveren tarafından işe geri alınmayan Cargill işçileri, işe iade talebiyle başlattıkları direnişte dün 3 yılı geride bıraktı. İşçiler tazminat haklarını mücadele ile patrondan alsa da güvencesizleşmeye karşı direniyor. İşçiler sendikanın Anayasal hak olduğunu hatırlatarak, hiç kimsenin tazminatları ödense dahi sendikalı olduğu için işten atılamayacağını, bu keyfi işten çıkarma tutumunun işçilerin sendikasızlaşmasına neden olduğunu aktarıyor.

Üretim düşüşü bahane edildi

ABD’li gıda tekeli Cargill’in Bursa Orhangazi’de bulunan ve nişasta bazlı şeker üretimi yapan fabrikasında 14 işçi Türk-İş’e bağlı Tek Gıda-İş Sendikası’nda örgütlendi. Ancak işveren sendikayı hazmedemeyince işçileri 2018 yılının Nisan ayında işten çıkardı. İşten çıkarmaya gerekçe olarak nişasta bazlı şeker üretim kotasının düşürülecek olması gösterildi.

Cargill işçilere kıdem ve ihbar tazminatlarını verse de işçiler sendikal haklarına ve işlerine sahip çıkmak için işverene Bursa İş Mahkemesi’nde dava açtı. Hukuk mücadelesinin yanı sıra 8 işçi fabrika önünde de çadır kurarak işe iade talebiyle direnişe başladı. İşçiler bu süreç boyunca Bursa’da direnişlerine devam ettiler.

Sendika düşmanlığı mahkemede tescillendi

İşçiler “Çocuklar iyi yaşasın diye babalar direniyor” ve “Bizimkisi bir hak hikâyesi” sloganını benimsediler. İşçilerin temel talebi hiç kimsenin sendikalı olduğu için işten atılmaması ve işe iade edilmekti. İşçiler 1 buçuk yıl Bursa’da karda kışta direnişlerine devam etti. Bu sırada işçilerin işe iade ve sendikal tazminatları için açtığı dava yerel mahkemede sonuçlandı. İşçilere sendikal hakları teslim edildi. Böylece işçilerin sendikalaştıkları için işten atıldıkları mahkeme kararıyla tescillenmiş oldu. Ancak işçiler işe iade edilmedi. Mahkeme kararı ise istinafa gitti. İşçiler direnişlerini, 490’ıncı gününde Cargill’in İstanbul Ataşehir’de bulunan genel merkezi önüne taşıdı. 3 bin çalışanın bulunduğu Ataşehir Palladium Tower önünde, betonda yatıp kalktılar. İşçiler direnişlerinin 500’üncü gününde tüm emek dostlarını çağırarak yaptıkları basın açıklamasında işe iade taleplerini tekrar dile getirdiler.

Direnişin 1000’inci gün eylemini ise Ankara’da Tarım ve Orman Bakanlığı önünde yapmak istediler. Bakanlık binasına yürümelerine izin verilmeyen işçiler eylemlerini sendika binası önünde sürdürmek isteyince gözaltına alındılar. 14 Cargill işçisi, emniyette ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Ancak akşam geç saatlerde serbest bırakılan işçilere bu kez sokağa çıkma yasağı nedeniyle iki kez ceza kesildi.

Tekgıda-İş Sendikası Temsilcisi Suat Karlıkaya yaşananları sosyal medya hesabından şu sözlerle paylaştı: “Ankara Emniyet’i gidebilirsiniz diyerek bizi yola çıkartıyor. Sonra Gölbaşı emniyetine plakamızı verip sokağa çıkma yasağından ceza yazdırıyor. Devlet gücünü gerçekten bizde mi sınıyor. Geri dönüyoruz Ankara’ya. İşsiz insanlara yaptığınızla gurur duyun.”

“Örgütlenmek hiç de sanıldığı gibi zor değil”

Suat Karlıkaya, uzun yıllardır içinde bulunduğu işçi mücadelesini, örgütlenme üzerine tecrübesini şu sözlerle anlattı:

“Sermaye işçiye göre daha birleşebilen bir yapı. Bir bakıyorsunuz rakip olan firmalar işçiye karşı ortak hareket ediyor. İşçilerin birleşebilmesi için bir sendika altına girebilmesi, toplu sözleşme elde edebilmeleri gerekiyor. İşçi senden benden daha kurnaz. İşçi sadece dibini görmediği suya girmek istemiyor. İşinden atılmayacağını anladığı an AKP’lisi, MHP’lisi, CHP’lisi, sol görüşlüsü hepsi sendikaya üye oluyor. O beğenmediğiniz AKP’liler mücadeleyi senden benden daha çok savunuyorlar, sahip çıkıyorlar. Karşımızdaki kitleyi iyi görmemiz lazım. Bunlar cahil insanlar değiller.”

Karlıkaya, Cargill direnişi “İş başı yaptırmak yerine tazminatları ödendi. Üç kuruş parayla arkadaşlarımızı başlarından savmak istediler. ‘Çocuklar iyi yaşasın diye babalar direniyor’ sloganıyla başladı bu direniş. Dedik ki, ‘Arkadaşlar gidip bir fabrikada iş başı yapabilirsiniz ama o fabrikada da hakkınızı aradığınız zaman işinizden olacaksınız.’ Direnişi seçti arkadaşlarımız” sözleriyle özetliyor.

Suat Karlıkaya, Cargill direnişi ile topluma vermek istedikleri mesajı da şu sözlerle aktardı: “Biz hep sivrisineklerle uğraşıyoruz. A fabrikasında, B fabrikasında sendika üyesi olduğu için işten atılan işçilerin direniş yapmalarını bekliyoruz. Bizim sorunumuzu yasaların çözmesi lazım. Yani artık bizim bataklıkla uğraşmamız lazım. Sivrisinekleri öldürdüğünüz zaman sorun bitmiyor, başka bir fabrikada yine sorun çıkıyor.”

“Örgütlenmek hiç de sanıldığı gibi zor değil. Banvit’te 40 günde 4 bin 500 kişilik bir iş yeri örgütlendi. İşçilerle dışarıda görüştük, kahvelerde görüştük. 40 gün gibi bir sürede bunu başarabildik. Yetki tespitimizi aldık. İşverenlere saygı duymayı öğretmek zorundayız.”

İşe iade talebi yerine getirilmedi

Kış şartlarının başlamasıyla işçiler mücadeleye devam edeceklerini belirterek tekrar Bursa’ya döndü. Direnişle geçen 2 yılın ardından ise mahkemenin tüm süreçleri bitti. Buna göre işçilere sendikal haklarının verilmesi kesin hükme bağlandı. Ancak işe iade işverenin inisiyatifine bırakıldı. İşveren ya tazminatları ödeyecekti ya da işçileri işe geri alacaktı. İşveren işe iadeyi gerçekleştirmeden sadece tazminatları ödedi. Ancak işçilerin temel talebi güvencesizleşmenin ortadan kaldırılmasıydı. Bu nedenle direniş devam etti. İşçiler her hafta farklı noktalarda basın açıklamaları yaptı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu