Kadın

Erkek egemenliğinin kadın düşmanlığına kılıf mı yok!

“Kadın düşmanlığında gelinen son noktadayız” diyerek yazıya başlamak istedim ancak kokuşmuş erkek egemen zihniyetini ortadan tamamen kaldırmadığımız sürece bizim bu meseleye bir nokta koyamayacağımıza kanaat getirerek vazgeçtim!

Bu cümleden sonra ne anlatacağımızı ya da derdimizi, okuyan herkes tahmin etmiştir. 25 Ocak gecesi 19 yaşında bir genç kadın, arkadaşlarıyla buluştuktan sonra saat 03.00 sıralarında dolmuştan inip evine yürürken, Bağdat Caddesi’nde, evet hem de İstanbul’un en merkezi yerlerinden birinde kendisini takip eden bir erkeğin cinsel saldırısına uğradı. Yapılan bu saldırı hakkında ağzı olan konuştu ya da konuşmaya çalıştı.

 

Aman dikkat ataerki 12’den sonra devreye giriyor!

Malumunuz konuyu duyan, bilen, gören bütün erkekler, kadına yönelik bu saldırının faturasını evirip çevirip yine bir şekilde kadına kesti. Hatta olayın hemen arkasından Şamil İğde isimli bir zat Twitter hesabından, “19 yaşındaki ‘kız’ gece 03.00’te Bağdat Caddesi’nde ne tür bir eğlenceden dönebilir? Saklambaç, ip atlama, yağlı güreş, bilemiyorum” şeklinde bir anket oluşturarak esas suçlunun gecenin bir yarısı dışarıda olan “kadın” olduğuna işaret etti.

Şaşırdık mı? Elbette ki hayır! Bu mesajların ve söylemlerin kadın düşmanlığına dikilen türlü kılıflar olduğunu biliyoruz. Bir de kadınlara yönelik gerçekleştirilecek yeni saldırılara davetiye olduğunu. Ayrıca artık bu taktikleriniz mide bulandırmaktan öteye gitmiyor.

Dikkat ettiyseniz zat, kız kelimesini dahi tırnak içerisine almış. Neredeyse beynindeki bütün pislikleri akıttığı bu söylemlerin kadına yönelik her türlü saldırıyı meşrulaştıran ve besleyen ataerkiye dayandığı açıktır. Zannedersin kadın düşmanı saldırılar 12.00’den önce hiç gerçekleşmiyor ve kadınlar otobüste, evde, sokakta, iş yerlerinde, okulda hiçbir şekilde erk saldırılara maruz kalmıyorlar! Sormak istiyoruz ataerkinin öznelerine; saat kaçla kaç arası insansınız ya da insanlıktan çıkıyorsunuz?

Markanız da, yeriniz de,

yurdunuz da, kadın

düşmanlığınız da batsın!

Yine olayın arkasından Eski Kadıköy Belediye Başkanı, Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği Onursal Başkanı aynı zamanda avukat olan zatı “muhterem” Selami Öztürk ise Twitter hesabından, olayın Bağdat Caddesi’nde yaşandığını yazanlara tepki göstererek, “Utanç verici olay Bağdat Caddesi’nde değil, Bostancı’da ara sokakta oldu. Marka değeri olan caddeyi harcamayın” dedi. Arkasından yazdıklarını artan tepkilerden kaynaklı kaldırmak zorunda kalan Öztürk, “Cinsel tacizi utanç verici olarak niteleyerek lanetlememe rağmen küfür ve tacize varacak hakaretler yazıldı. Bu konuda sizden çok çabam var” şeklinde ikinci bir paylaşım yaptı. Öztürk’ün cinsel tacizi bir utanç olarak yazdığı ve bu utancın tek sorumlusu olarak kadınları gördüğü kesin. Bir de “bu konuda çok emek harcadığı”! Onun için Öztürk’e tavsiyemizdir; Sen emek harcama, ne kendini yor ne de bizi! Yolumuzdan çekil, alan işgali yapma yeter…

Pes diyoruz pes. Pişkinliğin ve yüzsüzlüğün bu kadarına pes! Orada bir kadın alçakça bir saldırıya maruz kalıyor, “ağabeylerimiz” ise marka-prestij peşine düşüyor. Aşağılık-ataerki düşüncelerinizle ve gereksiz varlıklarınızla kapladığınız mekânlarınız batsın. İşte bu zihniyetle biz kadınları dört duvar arasına hapsetme çabası içerisindeler. Korkan, sinen, susan, yanında bir erkek olmadan eşikten adım atmayan, erkeğin gölgesine dahi muhtaç yani erkeklerin kölesi kadın modelleri yaratılmak isteniliyor. İşte bu zihniyet ışığında sokakta, siyasette ve yaşamın her alanında karşılarına çıkan kadınları hedef alıyorlar. Özgecan, Arin, Kader, Reyhaneh, Nevin, Büşra, Dilek, Dilan, Taybet, Şirin, Seve, Pakize… Verilen mesaj çok açık ve net değil mi?

 

Zifiri karanlık geceler biz kadınların örgütlü gücüyle aydınlanacak

Geceleri sokakta yürüdüğü için bir kadına saldıran ve bunun faturasını da yine biz kadınlara kesen çürümüş zihniyetinizle mücadele etmekten asla ama asla vazgeçmeyeceğiz. Ataerkinin istediği gibi susan, sinen, itaat eden kadınlar olmayacağız, tam tersine istediğimiz saatte sokakta, siyasette, işyerinde, okulda, dağda, kırda, bayırda olmaya sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Ataerkinin o pis zihniyeti ile kararttığı dünya, biz kadınların örgütlü gücüyle aydınlanacak ve biz kadınlar bunun farkındalığı ile her yerde olmaya sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. (Bir YDK’lı)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu